Kaleiçi Antalya denilince akla Helenistik dönemden kalma doğa, kumsallar ve tarihi yerler gelir. Ek olarak, Antalya’nın tüm cazibe merkezleri nispeten uzaktadır. Oraya arabayla 1-2 saatte ulaşabilirsiniz. Bazı yerlerde, turistlerin sayısı bölge sakinlerinden fazladır. Öte yandan Kaleiçi, özellikle şehrin merkezinde, eski evleri nedeniyle kameralarınızı düşürmeden edemeyeceğiniz çok sevimli bir bölge. Yani doğal bir ortamdan ziyade bir metropol inziva yeri. Ayrıca yaz kış fark etmeksizin yılın 365 günü gece hayatının ve sosyal buluşmaların önemli merkezlerinden biridir. Elbette ziyaretçi sayısı kadar yerli Antalyalı da var.
Öncelikle Antalya’nın Merkezinde nereleri gezebilirim diye düşünüyorsanız buradan Şehir Merkezi Gezilecek Yerler yazıma ulaşabilirsiniz. 🙂
Kaleiçi Hakkında Genel Bilgiler
Antalya’nın beş büyük ilçesinden biri olan Muratpaşa sınırları içerisinde Kaleiçi yer almaktadır. Kaleiçi’nin kıvrımlı, küçük sokakları size zamanda yolculuk yapmış hissi verecek ve sizi şimdiki zamandan neredeyse tamamen uzaklaştıracak. Akdeniz’e bakan at nalı şeklindeki duvarları arasında çok sayıda uygarlık barınıyordu. Zaman zaman bir korsan cenneti olarak hizmet etti ve bir korsan limanı olarak ün kazandı.
Kaleiçi‘nin tarihini anlamak için Antalya‘nın tarihini incelemek çok önemlidir. Antik Pamphylia Bölgesi‘nin sınırları Antalya’nın bulunduğu yerdi. Attalos onu kurdu ve ona Attaleia adını verdi. Bergama İmparatorluğu içinde Kaleiçi hızla genişlemeye başladı. Bergama İmparatorluğu düştükten sonra şehir kısa bir süre korsan cenneti olarak hizmet etti, ancak Roma İmparatorluğu’nun kontrolünü ele geçirmesiyle öne çıktı.
Antik tahkimatlar Roma İmparatorluğu döneminde genişletildi ve ticaret hız kazandıkça Attaleia, Akdeniz’in en önemli limanlarından biri olarak öne çıktı. Roma İmparatorluğu’nun en önemli imparatorlarından biri olan Hadrianus, Attaleia’yı ziyaret etmiştir. Kaleiçi’ni taçlandıran, bugün kentin en önemli yapılarından biri olan ve o günkü ziyaretin en iyi kanıtını elinde tutan Hadrian Kapısıdır. Roma’da Helenistik Dönem’de başlayan genişleme hızlanmış ve hiç durmamıştır. 2000 yılı aşkın tarihi boyunca, Attaleia sürekli olarak ivme kazanmıştır.
Bizans döneminde Roma’dan sonra önemli bir piskoposluk merkezi haline geldi. 1207 yılında Türklerin eline geçen şehir, önce Anadolu Selçuklu Devleti hükümdarı I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından alınmış, ancak kısa süre sonra kaybedilmiştir. 1216 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı İzzeddin Keykavus şehri geri aldı. Türkler Antalya’ya yerleştikten sonra Kaleiçi önemli ölçüde genişledi; şehrin surları yeniden inşa edildi ve çok sayıda yeni yapı inşa edildi. Günümüzde Kaleiçi’nin amblemi olarak kabul edilen Yivli Minare de dahil olmak üzere bazı binalar hala Selçuklu döneminden kalma kalıntıları taşımaktadır.
Bizce içinde yüzebiliyor olmanız, onu diğer Antalya cazibe merkezleriyle karşılaştırılabilir kılan şeydir, ancak bu, Kaleiçi’ne yüzmek için gittiğiniz izlenimini vermemelidir. Antalya’nın ünlü plajları olsa da bu küçük plajla yetinmemelisiniz. Yani Kaleiçi’ndeyken isterseniz denize girebilirsiniz. Kaleiçi, Antalya’da kendine özgü mimari tarzıyla öne çıkan tek yerleşim yeridir.
Sığacık ile birlikte Türkiye’nin en güzel ve en iyi korunmuş ortaçağ yerleşimi olabilirler. Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinden beri şehrin merkezinde zengin bir tarih var. Çalışma haftası boyunca bile meşgul olan tarihi Antalya evleri, lezzetli restoranlar, hediyelik eşya dükkanları ve barlar var.
Çok küçük olduğu için tüm alanı iki ila üç saat içinde keşfedebilirsiniz. Gelelim ziyaret etmenizi önerdiğimiz lokasyonlara ama önce;
Araç Kiralama Gerekli Mi?
Tek yapmayı planladığınız Kaleiçi’nde kalmaksa toplu taşıma araçlarıyla ulaşabilirsiniz. Ancak, Antalya’nın en gözde cazibe merkezleri aslında geniş bir coğrafi alana dağılmıştır. Denize girebileceğiniz çok sayıda yer, ziyaret edebileceğiniz tarihi şehirler ve yapılacak şeyler var. Bu nedenle, kendi arabanızı getirmeyecekseniz, bir araba kiralamanızı tavsiye ederiz.
Tarihi Hadrian Kapısı’ndan Kaleiçi’ne Girin
Antalya’nın en iyi korunmuş tarihi yapılarından biri Hadrian Kapısı olarak da bilinen Hadrianus’tur. 130 yılında Roma imparatoru Hadrianus adına yaptırılan kapı, hatırı sayılır bir süre terk edilmiş olmasına rağmen bugün hala ayakta. Kapının bir tarafı sonradan dikilmiş duvarlarla kapatılmıştı. Duvarlar sonunda yıkıldığında kapı da görünür hale getirildi. Oymalı ve kabartmalı beyaz mermer sütunlarıyla iki katlı muhteşem giriş yolundan bir kez geçilmelidir.
Tarihi Sokaklar Çok Şık
Hadrian Kapısı’ndan geçtiğiniz anda Kaleiçi’ndesiniz. Antalya şehir merkezinin tarihi bölgesi, Arnavut kaldırımlı sokakları ve yenilenmiş ve rengarenk boyanmış avlulu evleriyle ünlü bu semttir. Bu bölgedeki evlerin, özellikle konakların bir kısmı biblo ve el işi ürünlerin satıldığı butik işletmeler, bir kısmı ise otel ve pansiyonlardır. Dokusu nedense bize Seferihisar’ı hatırlattı. Kaleiçi’nin sakin sokaklarını keşfetmek için Antalya şehir merkezinde biraz zaman geçirin.
Tekne Turu
Bir diğer akıllıca hareket de Kaleiçi Yat Limanı‘ndan kalkan teknelerden birine binip şehri sudan gözlemlemek. Saatlik veya günlük gezilere katılma veya kendi fiyat aralığınız dahilinde kendi özel tekne kiralama seçeneklerinizi keşfetme seçeneğiniz vardır. Grup turları genellikle saat 10:00’da rıhtımdan hareket eder ve Konyaaltı Plajı, Falezler, Çaltıcak gibi noktalarda mola verir. Çeşitli lokasyonlarda yüzme ve öğle yemeği molaları verilmektedir. Akşam 6 gibi yavaş yavaş geri gelmeye başlıyor. Oradayken Antalya’nın diğer muhteşem tatil beldelerini de ziyaret etmek isteyenler için Kemer, Side ve Alanya’ya da turlar var.
Bu koy, limanın yanında, kayalığın arkasında tenha olduğu için geçmişte Kadınlar Plajı olarak kullanılmış. Sahilin üzerine bir seyir terası yapılmasının sonucu Mermerli Plajı. Fotoğrafta ıssız görünen sahilde yaz aylarında şezlonglara sıkça rastlanıyor. Burada denizi kesen sarp kayalıklar nedeniyle yüzülecek fazla su yok. Otellerde konaklayan Kaleiçi ziyaretçilerinin çoğu bu plaja uğrar. Sizi Antalya’nın en büyüleyici plajları hakkında başka bir makaleyle tanıştırayım.
Saat Kulesi
Antalya’daki saat kulesi 1901 yılında inşa edilmiştir ve 14 metre yüksekliğindedir. Abdülhamid döneminde Sadrazam Küçük Said Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kulenin tepesinde bir çan ve dört kare yüzünün her birinde bir saat kadranı vardır. Saatlerin yerini dijital bir mekanizma aldığından, bu çan kulenin en eski bileşenidir.
Asansörden Manzaraya Bakın
Kaleiçi, uçurumun başında başlayan ve denize inen bir topluluk olduğu için çok inişli çıkışlı bir sitedir. Girişime yardımcı olmak için limana inen bir asansör inşa edildi. Ama öncelikle İzmir şehir merkezindeki asansöre benzer bir turizm peyzaj terası görevi görüyor.
Marinayı Gezin
Kaleiçi bölgesinde yer alan Antalya’daki yat limanı, şimdi modernize edilmiş olmasına rağmen eski çağlardan beri liman olduğu için bu bölgenin tarihi açıdan en önemli lokasyonlarından biridir. Antalya, Bizans döneminde Doğu Akdeniz’in en önemli liman kentlerinden biriydi. Bölgedeki tarihi kalıntılar, liman mendireğinin bir bölümünü ve limanı çevreleyen duvarları içermektedir.
Marinadaki Denizaltı
Kaleiçi Marina’da Türkiye’nin ilk turistik denizaltısı NEMO bulunmaktadır. Denizaltı, 2017’den beri seyahate açık ve hatta özel turlar için kiralanabiliyor. Günde 10 dalış yapabilen gemi, 44 yolcu alabiliyor. 35 metreye yapılan dalışla tur yaklaşık bir saat sürüyor. Herhangi bir basınç değişikliği hissetmezsiniz, bu yüzden endişelenmeyin.
Suna-İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi
İstanbul’daki Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’ne benzeyen AKMED Kaleiçi Müzesi, geleneksel bir Kaleiçi evi ve Aya Yorgi Kilisesi’nde yer almaktadır. Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın Türk kültürünü koruma ve araştırma konusundaki paha biçilmez çalışmalarının somut sonuçlarını burada görebilirsiniz. Vakıf, korunması gerekli kültür varlıkları listesinde yer alan ve onarılarak müzeye dönüştürülen bu iki yapıyı 1996 yılında açılan müze için satın aldı.
Müze-ev, şehrin eski görüntüleri ve efektler eşliğindeki mankenler aracılığıyla, Antalya’nın geleneksel mimarisini ve halk kültürü öğelerini, damadın tıraşından kahve törenine kadar pek çok sosyal etkinliğin parçalarını sergilemektedir. Animasyonlarda giyim, mobilya, halı ve kilim gibi Antalya yöresine ait ürünler kullanılmıştır. Restorasyon boyunca geleneksel tarihi Kaleiçi evlerinin iç tasarımına uygun olarak mozaik döşeme, ahşap çıtalı tavanlar ve kalem işi süslemeler eklenmiştir.
1863 yapımı Aya Yorgi (Agios Georgios) Kilisesi, müzenin diğer sergisidir. Dikdörtgen planlı, tek nefli minik kilise, geleneksel Kaleiçi evlerindekine benzer kalem işi bezemelerle bezenmiş, ancak zamanla yöreye özgü ahşap özelliklerini kaybetmiştir. Mübadeleden sonra depo olarak kullanılan harap durumdaki kilise, Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından satın alınarak onarılmış ve 1991 yılında koleksiyona katılmıştır.
Kilisenin ana galerisinde Çanakkale Çini koleksiyonu sergilenmektedir. Üst katta geçici sergiler var. Müze, Çarşamba hariç her gün 9:00-18:00 saatleri arasında açıktır. Hıdırlık Kulesi’ni geçtikten sonra Karaalioğlu Parkı’na ulaşacaksınız. 14 metre yüksekliğinde kare tabanlı silindirik bir kule olan Hıdırlık Kulesi, Kaleiçi surlarının güneybatı köşesini tutar. 2. Kaleiçi’nin en güzel mesire yerlerinden biri olan Karaalioğlu Parkı’nın bir ucunda 19. yüzyılda yapılmış, gözetleme kulesi ve deniz feneri olarak kullanılan bir kule bulunmaktadır.
1940 yılında inşa edilen ve 140.000 metrekare yüzölçümüne sahip olan parkın etrafı sokaklarla çevrili ve bitişiğinde üç seyir terası bulunuyor. İçinde Kuzgun Acar’ın “El”i, Mehmet Aksoy’un “İşçi ve Çocuk” heykeli de dahil olmak üzere, Kars’taki “garip” heykeller üzerine sohbetlerden anımsayacağınız pek çok heykel var. Ayrıca bu park, son zamanlarda İstanbul’un Yeşilköy ve Sarıyer semtlerinde kendilerine yer edinen Yeşil Papağanlara ev sahipliği yapmaktadır. Kaleiçi’ni ziyaret ederseniz, bu kuleden başlayarak parkın içinde en az bir döngü yapmalısınız.
Cam Teras
Kaleiçi’nde bir uçurumun tepesinde cam balkonlu bir seyir terası bulunmaktadır. Bu balkon yat limanının muhteşem manzarasını sunmaktadır. Keçili Parkı’nda cam terasın hemen yanında ahşap keçi heykelleri ve her yaştan insanın çay veya bira yudumlarken manzaranın keyfini çıkardığı kafeler bulunuyor.
Serpme Börek Yiyin
Serpme börek Antalya’yı eşsiz kılan şeydir. Salgın öncesi 85 yıllık pastacılık yapan Börekçi Tevfik en iyisini bulabileceğiniz yerdir. Çünkü Börekçi Tevfik, salgın nedeniyle kapılarını kapattıktan sonra tekrar açmamayı tercih etti. Yeğeni Celal Usta, amcasının ince lezzet mirasını devam ettirmek için ünlü Serpme Börekçi Tevfik Dede – Celal Usta adında yeni bir pastane kurdu. Menüde peynirli ve kıymalı börek sunuluyor. Peynirli börek, üzerine pudra şekeri eklenerek de yenebilir. Hamur elle açılır, bu nedenle “serpme börek” olarak anılır.
Kaleiçi’nde Yeme İçme
Seraser
Antalya’nın ilk fine-dining işletmesi olmasıyla ünlüdür. Birincil hedefleri, hem son teknoloji pişirme yöntemlerini hem de yüksek kaliteli, bölgesel malzemeleri kullanmaktır. Menüsünde ricotta ve Ege otları ile gnocchi, suşi, kara orman meyve soslu ördek budu ve kestane şekerli mousse gibi geleneksel yemeklerle dünya mutfağı bir arada sunulmaktadır.
Kaleiçi Meyhanesi
Rakı-balık-meze için Kaleiçi’ndeki doğru adres. Sıcak ve büyüleyici konum. Kalamardan ahtapota, popüler deniz ürünleri mezelerinin örnekleridir.
Castle Kafe & Bistro
Hıdırlık Kulesi‘ni seyrederken ve gününüzü dinlenirken içeceğinizin tadını burada çıkarabilirsiniz. Menü, kahvaltıdan geleneksel bar atıştırmalıklarına kadar her şeyi sunan oldukça çeşitli ve uygun fiyatlıdır.
[…] Antalya Kaleiçi Gezi Rehberi […]