Bu ünlü su kaynağı hakkında pek çok hikaye olduğu söylenir. Ama özellikle yerel bir efsane haline gelen Sarıkız efsanesidir. Güzel bir hikaye ama aynı zamanda karanlık bir tarafı da var.
Eski zamanlarda, Balıkesir’deki Kaz Dağları‘nın halkı, onun hayatını kutlamak için her Ağustos ayında Sarıkız tepesinin zirvesinde bir festival için toplanırdı. Bugün dağlık bölgede yaşayan Tahtacı Türkmen topluluğu hala bu halk inanış ve geleneğini devam ettirmektedir.
Ayrıca buradan da Kazdağları Gezilecek Yerler? yazıma ulaşabilirsin. 🙂
Sarıkız Efsanesi
Kaz Dağı‘nın eteğindeki Kavurmacılar köyünde, Sarıkız adında güzeller güzeli bir kız babasıyla birlikte büyür. Güzelliği ve uzun sarı saçlarıyla tanınır.
Yetişkinliğe ulaştığında evini terk eder ve dağlarda yaşamaya başlar. O kadar çok beğenildi ve sevildi ki, köydekiler herhangi bir sorunlarında babasına danışmaya başladılar.
Hayatı boyunca dağlarda kaybolan birçok gezginle tanışır ve onu kurtarır. Ayrıca, hedeflerine geri dönüş yollarını takip etmelerine yardımcı olur.
Ancak bu hikayenin üzücü tarafı, birkaç kişiye yardım ettikten sonra o kadar iyi biri haline geliyor ki, babası onun bir aziz olduğuna ikna oluyor. Onu bulunamayacağı bir dağda terk eder.
Yıllarca onu yalnız bıraktığı için suçluluk hissetmişti. Ama onun gezginlere yardım ettiğini duyunca onu bulmaya gitti.
Karanlık dağlarda yürüyüş yaparken kayboldu ve acıkmaya başladı. Vazgeçmek üzereyken patikada bir ışık belirdi ve altın saçlı ve kazlı bir kadın gelip gözyaşlarını sildi.
Ona biraz yiyecek verdi ve dağlarda bir kulübeye giden yolu gösterdi. O kadar kibar ve nazikti ki Çilbak Baba kendinden utanmaktan kendini alamadı. Onu öldürmek istedi ama onun yerine af dilemeye karar verdi.
Babası onu terk ettikten sonra kaz çiftçisi oldu ve günlerini gezginlere yardım ederek geçirdi. Hatta güçlerini geri kazanmaları için onları besledi.
Öldüğü zirveye Sarıkız Tepesi, babasının gömülü olduğu zirveye ise Babatepe denir. Her ikisi de üzerlerine düşerek ölen çiftin adını almıştır ve bu iki tepe, Kaz Dağları’nın tarihinin önemli bir bölümünü oluşturmuştur.
Efsaneye göre eski çağlarda evlenip İda nehrinde boğulan bir çift bu iki tepeye gömülmüştür. Gömüldüklerinde mezarlarına çocuklarının isimleri kazındı.
Sarıkız efsanesi, Türk kültürünün çevresine nasıl adapte olduğunu ve günümüzde nasıl yaşadığını gösteren harika bir örnektir. Bu modern dünyada bile Anadolu’nun geleneklerini korumanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Türk edebiyatının diğer kültürlere de nasıl ilham kaynağı olabileceğinin bir örneğidir.