Ana Sayfa KEŞFET Yolculuk Sırasında İzleyebileceğiniz 5 Muhteşem Film

Yolculuk Sırasında İzleyebileceğiniz 5 Muhteşem Film

198
0

Seyahat ederken çoğu kez zamanımızı ya hiçbir şey yapmadan geçiriyoruz ya da “Ne yapsam?” düşüncesiyle. Belki gezip göreceğimiz yerler için belki de iş seyahatleri için çıktığımız yolculuklarda veya konaklama sırasında boş zamanlarımızı film izleyerek ya da kitap okuyarak geçirebiliriz, en azından ben artık öyle yapıyorum. Bu sayede hem yol daha kısa sürede bitiyor hem de bir sürü yeni şey öğrenmiş oluyorum. Seyahat Ederken Yanınıza Alabileceğiniz 5 Kitap adlı yazımı sizinle paylaşmıştım şimdi de yolculuk sırasında izleyebileceğiniz 5 muhteşem film adlı yazıma bi’ göz atmaya ne dersiniz?

Fotoğraf gerçektir, sinema ise saniyede yirmi dört kere gerçektir, diyor Jean-luc  Godard. O zaman şimdiden iyi seyirler diyerek sizi şöyle yazıma doğru alayım…

muhteşem film
film izl
Genel

5 Muhteşem Film

Yolculuk Sırasında İzleyebileceğiniz 5 Muhteşem Film

1- V for Vendetta

“Bu maskenin altındaki et ve kemiklerden oluşan yüz, benim benliğime ait değil. Bu maskenin altında etten fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var ve fikirler kurşun geçirmez!”

1982 yılında yayımlanan V for Vendetta, 2020 İngiltere’sini anlatıyor. Ana karakterimiz V, başı belaya giren Evey’i kurtarıyor ve olaylar gelişiyor. Aslına bakarsanız Evey’nin kurtarılması bi’ yerde ülkenin kurtarılmasına benzetilmiş. Halk için artık bir şeyler yapmanın vakti gelmiştir ve bazı şeylere karşı yavaş yavaş ayaklanma zamanıdır. Filmde sıkça tekrarlanan “5 Kasım’ı hatırla” cümlesi de boşuna değil tabii. İngiltere’de gerçekleşen Barut Komplosu olayına atıfta bulunuyor. Bu arada filmde gayet açık bir şekilde eşcinsellik, totaliterlik terörizm ve din gibi konulara da değinilmiş. Devlet otoritesine karşı çıkan V, insanlara; adalet duygusunun hiçbir otoriteye bırakılmaması gerektiğini gösterirken filmin sonunda kolektif bilinci körükleyerek insanların toplanıp binaya saldırmasını sağlıyor.

Eğer seyahatini hiçbir şey yapmadan geçirenlerdenseniz siz de Yolculuk Sırasında İzleyebileceğiniz 5 Muhteşem Film adlı bu listeden yararlanabilirsiniz.

2- Aşk Üzerine Kısa Bir Film

Film, en sevdiğim yönetmenlerden biri olan Kieslowski’ye ait. Birçok ödülü olan Polonyalı yönetmen, eserlerinde genel olarak kaderci anlayışı eleştirir, bunu da hayatın içinden yaşanmışlıklarla harmanlayarak yapar. Aşk Üzerine Kısa Bir Film‘i izlerken dediklerimi daha iyi anlayacaksınız.

Hikaye bir gencin röntgencilik yapmasıyla başlıyor ama durun, kızmayın! Bu öyle düşündüğünüz gibi bir şey değil. Hemen özetliyorum: Genç Tomek dürbünle komşusu Magda’yı gözetliyor. Magda, dışarıdan bakıldığında istediği her şeyi elde edebilen güçlü bir kadın olarak görünüyor. Ona aşık birçok kişi var üstelik. Neyse, Magda ve Tomek bir şekilde bir araya gelir, başlarda pek ortak noktaları olmadığını düşünürler ama sonra işler değişiyor tabii.

Film bi’ yerden sonra aşk üzerine çekilmiş en güzel filmlerden birine dönüşüyor. Neden mi? Aşkı öyle süslü kelimelerle değil de sade duygularla anlatıyor. Tomek’in içindeki masum aşkı gösteriyor bize. Hatta benim en sevdiğim yerlerden biri şu kısım oldu: Magda, Tomek’e “Benden ne istiyorsun?” diye sorduğunda Tomek “Hiçbir şey…” diyor. Burada karşılıksız aşkın güzelliği değil de sevmenin değerli oluşu, birini sevince yaşanan arınmadan bahsediyor yönetmen. İnsan, Kieslowski sayesinde aşka ve yaşama dışarıdan da olsa daha derin daha felsefi bakabiliyor sanırım.

Bu filmi hâlâ izlemediyseniz ve bu aralar güzel bir şeyler izlemeye ihtiyacınız varsa yolculuk sırasında izleyebileceğiniz 5 muhteşem filmden biri mutlaka Aşk Üzerine Kısa Bir Film olmalı.

3- Into The Wild

Yönetmeliğini Sean Penn’in  yaptığı, baş rollerinde Emile Hirsch ve Vince Vaughn’un olduğu film. Jon Krakauer’in Yabana Doğru adlı kitabından uyarlanan film, iki dalda Oscar’a aday gösterilmiş.

Into The Wild adlı filmde, metropol hayatı yaşayan Chris’in sisteme ayak uydurmak istemeyişi ve Alaska macerası anlatılıyor. Eminim herkes hayatının bir döneminde her şeyden sıkılıp olduğu yerden çok uzaklara kaçmak istemiştir. Yaşadığı topluma ait olmadığını düşünen Chris, sistemin dışında kalmayı ve doğada olmayı tercih eder. Sonunda ailesini de ikna eden kahramanımız, o çok istediği hayat için yolculuğa çıkar. Bu yolculuğun amacı Alaska’ya ulaşmaktır. Chris, yolculuk sırasında hayatını ve düşünceleri değiştirecek güzel insanlarla tanışır ve bir süre sonra da Alaska’ya gider. Başlarda her şey gayet iyi gider ama bi’ yerden sonra gerçek mutluluğun paylaşılarak yaşandığını ve mutsuz olunan toplumdan kaçmak yerine, mutlu olunacak toplumu/ortamı yaratmak gerektiğini anlar ama bunun için biraz geç kalmıştır.

Chris sürekli Jack London okuyor, yönetmenin bunu özellikle vurguladığını düşünüyorum. London’ın romanlarında olayın geçtiği yer genelde Alaska ve Kanada olurken konular doğada ve vahşi yaşamda geçer. Film, görüntü ve kurgu açısından çok başarılı gelmedi bana. Özellikle kurgu çok dağılmıştı ama değindiği sosyal bilinç konusu oldukça başarılı. Filmin müziklerini Eddie Vedder yaptığı için olsa gerek en ufak melodiyi bile çok beğendim. Eğer siz de bir yerlerde tek başınıza yaşama hayalleri kuruyorsanız, yolculuk sırasında izleyebileceğiniz 5 muhteşem filmden biri olan Yabana Doğru’yu izlemenizi tavsiye ederim.

4- Bisiklet Hırsızları

Yönetmenimiz İtalyan yeni gerçekçiliğinin babası Vittorio De Sica. Bisiklet Hırsızları yeni gerçekçilik akımının ilk örneklerinden biri. Sica’nın filmlerindeki oyuncu seçimi ve kamera kullanımı teknik açıdan çok üst seviyelerde değil belki ama daha hayatın içinden daha samimi bir havası var.

Film, İkinci Dünya Savaşı’nı daha yeni atlatmış Roma sokaklarında geçiyor. Antonio, iki senelik işsiz kalışın ardından bir iş bulur ama işe girebilmesi için bir bisiklete sahip olması gerekmektedir. Bisiklet almak için evdeki yatakları satmak zorunda kalırlar, bu durum onları üzer tabii ama nihayet bir işe sahip olan Antonio yine de çok mutludur. Peki, Antonio’nun ilk iş gününde ne mi oluyor? Bisikleti çalınıyor. Bunun üzerine Antonio’nun hayat telaşı daha da artıyor, ailesel problemler de işin tuzu biberi oluyor. Antonio, acilen bisikletini bulmak zorundadır.

Bana kalırsa filmde vurgu yapılan en iyi yer: Bu bozuk sistemin insanları çaresizliğe sürüklemesi, çaresizliğin de insanları etikten ve erdemden uzaklaştırması olgusu olmuş. Üzerine düşünüldüğünde dolu dolu alt metinler barındıran film, savaş sonrasını yaşayan bir toplumu gözler önüne sermiş. Yolculuk sırasında izleyebileceğiniz 5 muhteşem filmden biri olan Bisiklet Hırsızları özellikle son sahneleriyle uzun süre hafızamda kalacak. Etik değerlerinizi sorgulamak ve zorluklar karşısında nasıl aksiyonlar alacağınız konusu üzerine düşünmek isterseniz hiç zaman kaybetmeden bu filmi izlemelisiniz.

5- Paris’te Gece Yarısı

Yolculuk sırasında izleyebileceğiniz 5 muhteşem filmden sonuncusu, bir Woody Allen filmi olan Paris’te Gece Yarısı 64. Cannes Film Festivali‘nin açılış filmi oldu. Filmin kadrosu adeta yıldızlar geçidi, baş rollerde Owen Wilson ve Rachel McAdams,  Marion Cotillard, Kathy Bates, Carla Bruni, Adrien Brody gibi isimler var. Woody Allen’ın sinemanın büyük komedyenlerinden biri olduğunu hepimiz biliyoruz, bununla birlikte komedinin düşündüren kısmını da filmlerinde rahatça görebiliyoruz.

Gil ve İnez yakında evlenecek olan nişanlı bir çift. İnez’in babası, iş için Paris’e geliyor. Tabii bunu fırsat bilen Gil ve İnez de tatil için Paris’in yolunu tutuyor. Başlar da her şey çok güzel gider, gayet eğlenceli bir Avrupa tatili geçirirler. Ne zaman ki Gil, Paris’e aşık olur ve içinden bir edebiyatçı çıkar işte o zaman işler değişir, hem Gil için hem de ailesi için… Gil’in gece yarıları Paris sokaklarında gerçeküstü şeyler yaşaması her şeyin başlangıcı olacaktır. Eğer siz de benim gibi “nerede o eski günler” diyenlerdenseniz hazır olun, bu film size “içinde bulunduğunuz zamanın tadını çıkartın” dedirtecek cinsten -en azından bana dedirtti-  gayet başarılı bir film, izlemenizi tavsiye ederim.

Sonuç Olarak

Yolculuk sırasında izleyebileceğiniz 5 muhteşem film adlı liste tamamen benim beğendiğim filmlerden oluşuyor. Bu listede Forrest Gump, Fight Club, The Shawshank Redemption ve The Green Mile gibi kült filmler yok çünkü bunlar zaten izlenmesi gereken ve bir şekilde karşınıza çıkacak filmler. Ben istedim ki herkesin çok da bilmediği ama izlenmesi gereken -bana göre- filmler olsun bu listede. Ben hepsini beğenerek izledim, bazılarından bir sürü yeni şey öğrendim. Umarım siz de beğenirsiniz, iyi seyirler.